Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye yönetiminin hala kimyasal silah stoklarına sahip olduğunu ve bu silahların tekrar kullanılabileceğinden ciddi endişe duyulduğunu kaydetti.
Suriye’de sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen SNHR, kimyasal silah tehdidine karşı farkındalık oluşturmak ve mağdurları anmak amacıyla ilan edilen “Kimyasal Savaş Kurbanlarını Anma Günü” dolayısıyla rapor yayımladı.
Raporda, Suriye’de 23 Aralık 2012’den 30 Kasım 2023’e kadar en az 222 kimyasal silah saldırısı kaydedildiği; bunların 217’sinin Suriye rejimi güçleri, 5’nin ise terör örgütü DEAŞ tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.
Suriye rejiminin kimyasal silah saldırılarında 1514 sivilin öldüğü, bunlardan 214’ünün çocuk, 262’sinin kadının olduğu kaydedilen raporda, saldırılarda yaralanan yaklaşık 12 bin kişinin olduğu aktarıldı.
Raporda, Suriye’deki iç savaşta 222 kez kimyasal silah saldırısı gerçekleştiren Beşşar Esed rejiminin yargılanması çağrısı yapılarak “Suriye rejiminin kimyasal silah saldırılarında 1514 kişinin hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin 1413’ünün sivil, 214’ünün çocuk, 262’sinin kadın, 94’ünün muhalif savaşçı ve 7’sinin ise muhaliflerin elinde bulunan Suriye rejimi esirlerinden olduğu kaydedildi.” ifadesi kullanıldı.
Saldırılarda 11 bin 212 kişinin yaralandığı aktarılan raporda, “Kimyasal silahların kullanılmasından Suriye rejimi lideri Beşşar Esed sorumlu tutuldu. Esed’in, ordu ve silahlı kuvvetlerin komutanı olması nedeniyle bu tür görevlerin onun bilgisi ve izni olmadan gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı vurgulandı.” değerlendirmesi yer aldı.
Raporda, Suriye rejiminin hala kimyasal silahlara sahip olduğu ve yeni depolama tesisleri inşa ettiğine dair ciddi endişeler bulunduğuna dikkat çekildi.
Konunun hızlı bir şekilde BM Güvenlik Konseyine (BMGK) aktarılması gerektiği vurgulanan raporda, BMGK’nin, BM Şartı’nın 7. maddesine göre müdahale etmesi ve BM’nin ilgili kararlarının uygulaması talep edildi.
Suriye rejiminin diğer kimyasal silah saldırıları
Uluslararası camianın gündemine oturan 21 Ağustos 2013’teki Doğu Guta’daki kimyasal silahlı katliamda 1400’ün üzerinde sivil hayatını kaybetmişti.
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, daha önce Suriye’deki kırmızı çizgisini kimyasal silah kullanımı olarak açıklamış olsa da ABD ve Rusya, alternatif bir çözümde uzlaşmıştı. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne (KSYÖ) devredilen süreçte, rejimden tüm kimyasal stokunu imha etmesi istenmişti. KSYÖ, 19 Ağustos 2014’te bu sürecin tamamlandığını duyurmuştu.
Ancak zehirli kimyasal gazlarla saldırılar düzenlemeye devam eden rejim güçleri, 4 Nisan 2017’de İdlib’in Han Şeyhun ilçesinde sivilleri kimyasal silah saldırısıyla hedef alarak bu silahtan vazgeçmediğini gösterdi. Söz konusu katliamda 100’den fazla sivil ölmüş, 500’den fazla sivil gazdan etkilenerek yaralanmıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) ile KSYÖ ortak soruşturma misyonu (JIM), 19 Nisan 2017’de Han Şeyhun’da sarin gazı kullanıldığını, 27 Ekim 2017’de de saldırının rejim tarafından düzenlendiğini teyit etmişti.
Hafızalara kazınan bir diğer kimyasal silah saldırısı ise Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesinde 7 Nisan 2018’de rejim güçlerince düzenlenmişti. 78 sivilin yaşamını yitirdiği katliamda, çoğu kadın ve çocuk yüzlerce sivil de zehirli gazlardan etkilenerek tedavi gördükten sonra evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
Rusya ve Çin’in, BM Güvenlik Konseyi toplantılarında rejim lehine vetoları sonucunda, Esed rejiminin yargılanmasının önü kesildi.