Pirinç tüketiminde tehlike: Arsenik seviyeleri yükseliyor!

“`html

İklim Değişikliği ve Pirinçteki Arsenik Seviyeleri: Yeni Araştırmanın Sonuçları

Pirinç, milyarlarca insanın yaşamında önemli bir yer tutarken, yapılan yeni araştırmalar iklim değişikliğinin bu tahılın arsenik içeriğini artırabileceğini göstermektedir.

Yeni bilimsel bulgular endişe verici bir durumu ortaya koyuyor.

Bu çalışmaya göre, karbondioksit emisyonlarının yükselmesi ve küresel ısınma, pirinçteki arsenik oranlarının da artmasına neden olacak.

Pirinçteki arsenik varlığı artık bilinen bir sorun haline geldi.

Çoğu pirinç türü arsenik içermektedir. Doğal olarak oluşan bu zararlı kimyasal, pirinç yetiştirilen topraklarda birikmekte ve bu tahıllara geçiş yapabilmektedir.

Ancak pirinç tanelerinin arsenik düzeyleri, düzenleyici otoritelerin belirlediği limitlerin altında veya çok üzerinde çıkabilmektedir.

Düşük miktarlarda inorganik arsenik maruziyeti bile, kanser, kalp-damar hastalıkları ve diyabet gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar, pirinçteki arsenik seviyelerini düşürme stratejileri geliştirmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra bu zararlı maddeyi azaltabilecek bazı pişirme teknikleri de mevcut.

Yeni bir çalışmanın bulguları ise, iklim değişikliğinin inorganik arsenik birikimini daha da kötüleştirebileceğini gösteriyor.

Karbondioksit seviyeleri ve sıcaklıkların artışı pirinçteki arsenik artışına yol açıyor
Getty Images – Karbondioksit ve sıcaklık artışları pirinçteki arsenik seviyelerini yükseltebilir.

Araştırmacılar, Çin’deki dört farklı bölgedeki 28 pirinç çeşidini 10 yıl boyunca deneysel koşullarda yetiştirdi.

Artan atmosferik karbondioksit ve sıcaklık düzeylerinin, pirinçteki arsenik seviyelerini yükselttiği saptandı.

Ardından, epidemiyologlar pirinç tüketim seviyelerindeki bu artışın insanların sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirdi.

Bu artışın, Çin’de yaklaşık 19,3 milyon fazla kanser vakasına sebep olabileceği öngörülüyor.

Çalışmanın ortak yazarlarından Columbia Üniversitesi’nden Doçent Lewis Ziska, “İnorganik arsenik, sayısız çalışmada kanserojen bir madde olarak tanımlandı. Akciğer sağlığı ve kalp-damar sağlığı üzerinde olumsuz etkileri var.” dedi.

Ziska, “İklim değişikliğinin iki faktörü olan CO2 artışı ve sıcaklık artışı, arsenik seviyelerini artırıyor.” şeklinde devam etti.

Deneyler Çin’de gerçekleştirilse de, araştırmacılar bu etkilerin Avrupa ve ABD gibi diğer bölgelerde de görülebileceğini belirtiyor çünkü inorganik arsenik pirinçte küresel ölçekte yaygın bir sorun.

Ziska, “İlk kez CO2 ve sıcaklık etkilerini birlikte değerlendiren çalışmayı gerçekleştirdik; bu da bizi oldukça şaşırttı.” diye ekledi.

Pirincin yetiştirilmesi sırasında arseniğe dönüşüm
Getty Images – Pirinç tarlalarındaki anaerobik bakteriler, düşük oksijen koşullarında arseniği dönüştürüyor.

Bununla birlikte, 2050 yılına kadar olan varsayımlar ve ölçütler çalışmanın bazı kısıtlamalarına yol açtı. Örneğin, insanların pirinç tüketim düzeylerinin 2021 ile aynı şekilde devam edeceği varsayılmaktadır.

Ancak, ülkelerin gelişmesiyle birlikte pirinç tüketiminin azalması da muhtemeldir.

Ayrıca, beyaz pirinç yerine daha fazla kahverengi pirinç tüketiminin artışı da dikkate alınmamaktadır.

Kahverengi pirinç işlenmemiş olduğu için daha fazla inorganik arsenik içermektedir. Bu da tersi bir tüketim değişikliğinin durumu daha kötü hale getirebileceğini göstermektedir.

Queen’s University Belfast’tan biyolojik bilimler profesörü Andrew Meharg, bu araştırmanın “en kapsamlı çalışmalardan biri” olduğunu ifade etti.

“Bu, elde edilebilecek en güvenilir verilerden” şeklinde de ilave etti.

Arsenik Yeraltı Sularında Bulunuyor Mu?

İnsanlar yüzyıllardır arsenikin zehirleyici etkilerini bilmektedirler.

Tadı, kokusu ve rengi olmayan bu madde, tarihi Roma ve Orta Çağ Avrupa’sında düşmanları ortadan kaldırmak için kullanılmıştır.

Bununla birlikte düşük dozda alınması doğrudan zehirlenmeye neden olmuyor.

Fakat son yıllarda bilim insanları, düşük miktarlardaki arsenik maruziyetinin uzun dönemli sağlık sorunlarına yol açabileceğini keşfettiler.

Bu durum özellikle inorganik arsenik için geçerli, çünkü bu tür arsenik, vücuttaki biyomoleküllerle kolaylıkla etkileşime girebiliyor.

Doğada kayalarda ve toprakta bulunsa da, inorganik arsenik madencilik, kömür yakımı gibi sanayi süreçlerinden kaynaklanan bir yan ürün olabiliyor.

Bunun sonucunda, inorganik arsenik özellikle yeraltı sularında yaygın hale geliyor.

Dünya genelinde Güney Amerika, Güney ve Orta Asya’nın birçok bölgesinde bu durum söz konusudur.

Öte yandan diğer bölgelerdeki insanlar da tehdit altındadır; örneğin ABD’de, özel kuyulara sahip insanların yüzde 7’sinden fazlası (yaklaşık 2,1 milyon kişi) tehlikeli seviyelerde inorganik arsenik içeren su tüketmektedir.

Yaklaşık 140 milyon insan, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırları aşan arsenik içeren su içmektedir.

Low arsenic levels are found even in groundwater areas like Europe, yet rice is still the primary source of inorganic arsenic intake.

Pirincin haşlanması ile arsenik oranı azaltılabilir
Getty Images – Pirinci süzmeden önce, kaynar su ile birkaç dakika haşlamak arsenik seviyelerini düşürebilir.

Ziska, dünya pirincinin yaklaşık yüzde 75’inin sulak tarım alanlarında yetiştirildiğini belirtiyor.

Pirinç suyun içindeki yabani otların büyümesini engellerken, bu otlar su altında yaşayamamaktadır.

“Bu, pirince büyük bir avantaj sağlıyor, çünkü otlarla savaşmak zorunda kalmıyorsunuz.” diyor Ziska ve şöyle devam ediyor:

“Ancak su altında süren bu süreç, aynı zamanda dezavantajlar da doğuruyor. Topraktaki oksijen seviyesi azalıyor.”

Oksijen eksikliği, topraktaki anaerobik bakterilerin arsenik gibi maddeleri kullanarak doğada kimyasal dönüşüm gerçekleştirmesine neden oluyor.

Ziska, “Toprağı oksijensiz hale getirdiğinizde, arsenik daha fazla açığa çıkıyor.” şeklinde uyarıda bulunuyor.

Aynı zamanda toprak, arsenik seven bakterilerin çoğaldığı bir mikrobiyom haline dönüşüyor.

Küresel çapta pirinç önemli bir besin kaynağıdır
Getty Images – Pirinç, dünya çapında milyarlarca insan için temel bir gıda maddesidir.

Ziska ve ekibi, artan sıcaklık ve karbondioksit seviyelerinin durumu daha da kötüleştireceğini öngörüyor.

Ziska, “Topraktaki bakterilere daha fazla karbon ulaşıyor ve sıcaklık artışıyla birlikte daha aktif hale geliyorlar.” diyor ve ekliyor:

“Bu gerçekten birbirini tamamlayan bir etki. Küçük bakterilere hem sıcaklık hem de karbon sağladığınızda, çok daha fazla hareketleniyorlar.”

Araştırmada kullanılan 28 pirinç türünün yaklaşık yüzde 90’ında bu etkinin gözlemlendiği belirtiliyor.

Halk sağlığı uzmanlarını endişelendiren ise, inorganik arsenikle ilgili bilimsel çalışmalar arttıkça, sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin daha da kötüleşmesi.

2025 Ocak ayında, ABD Çevre Koruma Ajansı, inorganik arsenikle ilgili kanser potansiyeli katsayısını güncelledi.

Johns Hopkins Bloomberg Halk Sağlığı Okulu’ndan Keeve Nachman, “Arsenik, düşündüğümüzden çok daha güçlü bir kanserojen” diyor.

Özellikle arsenikin, cilt kanseri riskinin yanı sıra akciğer ve mesane kanseri riski arttığına dair güçlü kanıtlar bulunuyor.

İnorganik arsenik ayrıca kalp rahatsızlıkları ve diyabet riskini de artırmaktadır.

Hamilelik döneminde tüketildiğinde, fetüs veya bebekte gelişimsel sorunlara yol açabilir.

Yoksul Toplumlar İçin Riskler Daha Ciddi

Bireyler için riskler genelde daha azdır. Örneğin, EPA’nın değerlendirmesine göre, 60 kg ağırlığındaki bir kişi günde 0,13 mikrogram/kg oranında inorganik arsenik alırsa, mesane kanseri riskini yüzde 3, diyabet riskini ise yüzde 1 artırır.

Fakat, yüksek miktarda pirinç tüketen topluluklarda bu küçük riskler birikerek önemli sağlık sorunlarına yol açabilir.

Eğer Ziska ve ekibinin öngörüleri doğru çıkarsa, bu durum pirinci temel gıda olarak tüketen toplumlarda önümüzdeki on yılda ciddi hastalık oranlarını etkileyebilir.

Peki, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve sıcaklık artışını sınırlamanın yanı sıra ne tür önlemler alabiliriz?

Nachman, “Pirinç sofralardan çıkarılamaz. Bu gerçekçi bir yaklaşım değil.” diyor.

Pirinç, hem önemli bir beslenme kaynağı hem de yoksul halklar için kritik bir gıda maddesi.

Bazı kişiler günlük kalori ihtiyacının neredeyse yarısını pirinçten karşılıyor.

Ancak Nachman’a göre, bazı değişiklikler yapmanın zamanının geldiğini belirtmektedir.

Araştırmacılar, su yönetimi tekniklerinin arsenik seviyelerini azaltıp azaltamadığını denemeye çalışıyorlar.

Küçük bölümler halinde sulama yapılıp kurutma işlemi ardından tekrar sulama yöntemi inorganik arsenik oranını düşürüyor gibi görünmektedir.

Ancak bu yöntem, kadmiyum seviyesinin artışına neden olabiliyor. Kadmiyum, meme, akciğer, prostat, pankreas ve böbrek kanserine yol açabiliyor.

Daha az inorganik arsenik emen pirinç çeşitlerinin yetiştirilmesi planlanıyor fakat bu çalışmalar henüz sonuç vermedi.

Bazı pirinç türlerinin arsenik emiliminin düşük olduğu belirlendiğinden, bu türlerin yetiştirilmesi için değerlendirmeler yapılmaktadır.

Arsenikten Korunmanın Yolları Neler?

Pirincinizdeki arsenik seviyelerini azaltmak için atabileceğiniz birkaç adım mevcuttur:

  • Pirinç türleri arasında arsenik oranları değişiklik göstermektedir. Beyaz pirinç, kahverengi pirince göre daha düşük arsenik içerir ancak besin değeri daha düşüktür. Öte yandan, basmati pirinci diğer çeşitlere nazaran daha az arsenik taşımaktadır.
  • Doğu Afrika gibi bazı bölgelerde yetişen pirinçler, ABD gibi bölgelere kıyasla daha düşük arsenik içermektedir.
  • Sheffield Üniversitesi’nden araştırmacılar, pirinci pişirme yöntemlerinin arsenik miktarını önemli ölçüde azaltabileceğini belirtti. Tavsiyeleri arasında, pirinci önceden kaynatılmış suda 5 dakika haşlayıp suyunu süzmek, ardından yeni su ekleyerek pişirmek yer almaktadır.
  • İngiltere Gıda Standartları Ajansı, pirinci yıkadıktan sonra, 6 ölçü suya 1 ölçü pirinç oranında kaynatarak pişirmeden önce durulamanızı öneriyor.

“`

Related Posts

Uzmanından güneş kremiyle ilgili kritik uyarı

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Bita Kavuncu, güneş ışınlarının sadece yaz aylarında değil yılın her döneminde cilt üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguladı. Kavuncu, sağlıklı bir cilt için her mevsimde düzenli güneş koruyucu kullanımının önemine dikkat çekti.

Sosyal medya bizi hipnotize ediyor

Sosyal medyanın genç yaşlı demeden hemen herkesi saatlerce esir aldığına dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz ’’Alışkanlık ötesi bir durum yaşıyoruz. Bu yeni çağın dijital hipnozu’’ diyor.

‘Aile Sağlığı Merkezleri depreme hazır mı?’

Aile Sağlığı Merkezlerinin (ASM) depreme dayanıklılığına ilişkin açıklama yapan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, “ASM’leri merkeze alan hiçbir ciddi yeniden yapılandırma çalışması yapılmadı. Bu ihmalin faturası çok ağır olabilir” dedi.

15 dakikalık güneş ışığından daha fazla D vitamini içeren 5 besin

Eksiklik, yorgunluk, kas zayıflığı ve depresyon gibi sağlık sorunlarına yol açan D vitamini eksikliği güneş dışında bazı besinlerden de alınabiliyor. İşte güneş ışığından daha fazla D vitamini içeren 7 besin…

Van’da Sağlık Ekiplerinin Hızlı Müdahalesiyle Anne ve Bebeği Hayata Döndü

Van’da sağlık ekipleri zamanla yarıştı: Anne ve bebek hayata döndü VAN – Van’ın Çatak ilçesinde 43 haftalık hamile bir kadının doğumunda yaşanan komplikasyonlar, sağlık ekiplerinin zamanında müdahalesi sonucu hem annenin hem de bebeğinin hayatını …

Engin Sevindik: Engelli Bireylerin Azmi ve Mücadelesi

IĞDIR’da 2 yaşındayken geçirdiği çocuk felci nedeniyle bedensel engelli olan Engin Sevindik (48), 15 yıldır demircilik ve kaynakçılık yaparak yaşamını sürdürüyor. Sevindik, azmi ve çalışkanlığıyla çevresine ilham kaynağı oluyor. Yalnız yaşayan …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir