Kan Bağışı Yaparken Dikkat!

Kan Bağışının Kalıcı Kansızlığa Sebep Olmadığı Açıklandı

Kan bağışı hakkında bilgi veren uzmanlar, düzenli kan vermenin kalıcı kansızlık yaratmadığını vurguladı.

Toplumda kan bağışının kansızlığa yol açtığına dair yaygın bir inanışın bulunduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Kinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Melda Özdamar’a göre, sağlıklı bir bireyin uygun aralıklarla kan vermesi kalıcı kansızlığa sebep olmaz. Standart bir tam kan bağışıyla vücut sadece 200-250 mg demir kaybeder. Dolayısıyla demir seviyesini yeniden dengelemek için dengeli bir beslenme yeterlidir. Özdamar, erkeklere üç ayda bir, kadınlara ise dört ayda bir kan bağışı yapılmasını öneriyor.

Kan Bağışı Yapanlar Ne Yemeli?

Doç. Dr. Melda Özdamar, kan bağışının birçok faydası olduğunu belirterek, bazı durumlarda geçici kansızlık görülebileceğine dikkat çekiyor. Bu durumlar arasında adet döneminde kan kaybı yaşayan kadınlar, yetersiz beslenme, ve vegan yaşam tarzı olanlar bulunmaktadır. Kan bağışından önce hemoglobin seviyesinin ölçülmesi gerektiğini ifade eden Özdamar, bağış sonrasında ise demir açısından zengin gıdalar tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.

Vücuttaki Kanın Yüzde 8-10’u Bağışlanıyor

Düzey Merkezi Hastanesi’nden Kinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Melda Özdamar’a göre, tam kan bağışı sırasında vücuttan toplam kanın yüzde 8-10’u çıkartılıyor. Bu işlem ortalama 5-10 dakika sürer ve güvenlidir. Kan alımı esnasında bağışçı sürekli olarak izlenir ve gerekli tüm testler yapılır. Kan bağışı yapıldıktan sonra bağışçının belirli kurallara uyması önerilir.

50 kg Altındakiler Kan Bağışçısı Olamıyor

Kan vermek isteyenlerin genel sağlık durumlarını belirtmesi gerektiğini söyleyen Özdamar, uygun bulunan kişilerin kan bağışı yapabileceğini ifade ediyor. Kan bağışının bazı geçici ve kalıcı ret nedenleri olduğunu belirten uzman, bu nedenler arasında diş çekimi gibi tedavilerin olduğunu belirtiyor.

  1. Kan bağışı başkalarının hayatını kurtarmaya yardımcı olur ve bireyde psikolojik rahatlama sağlar.
  2. Acil durumlarda kan ihtiyacı her zaman olduğundan kan bağışı kampanyaları önem taşır.
  3. Kan bağışı, dayanışmayı artırır ve toplumda sağlık bilincinin oluşmasına katkı sağlar.
  4. Kan bağışı sayesinde vücut, kaybedilen kan hücrelerini yeniler ve kan yapım sürecini destekler.
  5. Deprem gibi acil durumlarda hazır kan stoku hayati önem taşır.
  6. Kan bağışı yaparak hastanelerin ve kan bankalarının stoklarının korunmasına destek olunur.
  7. Kan bağışı düzenli olarak demir seviyelerinin dengelenmesini sağlar ve vücuda zarar veren fazla demirin atılmasına yardımcı olur.

Related Posts

Sıcak havalarda bu 3 kurala dikkat!

Yaz aylarında artan sıcaklıkların, özellikle kanser tedavisi gören hastalar için ciddi sağlık riskleri oluşturduğunu söyleyen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşe İrem Yasin, “Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar bu dönemde enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale geliyor. Hastaların, güneş ışınlarından korunmaları, sıvı alımını artırmaları ve hijyenik beslenmeye dikkat etmeleri gerekiyor” dedi.

Obezite iğnelerinin yan etkileri: Bırakılınca kilolar geri dönüyor

Zayıflatıyor ama kusturuyor. İştahı bastırıyor ama kası eritiyor. Etkiyi anlatan çok, bedeli konuşan az. TikTok’ta ince bedenler, gerçekte boşalan mideler, yıpranan sinir sistemleri… İlacı bırakanların % 70’i eskiye geri dönüyor.

C vitamini eksikliği diş eti kanamalarına neden oluyor

Diş eti kanamasına sadece ağız hijyeni sorunları değil, bazı sistemik hastalıklar ya da vitamin eksikliklerinin de sebep olabileceğini söyleyen Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kadriye Merve Altıkat, ağız bakımı için önemli uyarılarda bulundu.

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor. 

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.