Türkiye’de mayıs ayındaki seçimlerin ardından göreve gelen yeni ekonomi yönetiminin uyguladığı politikalar sonrasında büyük değişiklikler yaşansa da yabancı yatırımcılar bu politika değişikliğinin kalıcı olup olmadığı konusunda endişeli.
Seçim sonrası yüksek enflasyonla mücadele için faiz oranlarındaki hızlı artış sonrası yabancı yatırımcılar bu politikanın devam edip etmeyeceğini ve 2024’ün neler getireceğini görmek istiyor.
ABD’li finans ajansı Bloomberg’de Tuğçe Özsoy ve İnci Özbek imzasıyla yazılan analizde, Türkiye’de seçim sonrasında hayata geçen yeni ekonomi politikalarının yabancıları hâlâ tam anlamıyla ikna edemediği, bunda geçmiş dönemde yaşanan sert U dönüşlerinin etkisi olduğu belirtildi.
HÂLÂ BELİRSİZLİKLER MEVCUT
Yazıda Hafize Gaye Erkan ve Mehmet Şimşek atamalarının Türk piyasalarında iyimserliğe yol açtığı, kredi risk primlerinin düştüğü ancak ekonomideki risklerin sürdüğü hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:
“Döviz piyasasında kuşkular devam ediyor ve lira bu yıl dolar karşısında yüzde 35 değer kaybetti. Bu düşüşün yarısından fazlası yeni ekonomi ekibi göreve gelmeden önce gerçekleşmiş olsa da, para birimi o zamandan bu yana daha da aşındı. Enflasyon, geçen yıl Ekim ayında yüzde 86’ya ulaşan zirve seviyesinden geriledi ancak yine de yıllık yüzde 62 oranında seyretmeye devam ediyor.
Geçmişte Naci Ağbal’ın Kasım 2020’den Mart 2021’e kadar Merkez Bankası Başkanı olarak görev yapması bir lira rallisine yol açmış, ancak Erdoğan’ın ‘yüksek faizin enflasyona sebep olduğu’ görüşüne meydan okuyan bir dizi faiz artışının ardından Ağbal görevden alınmıştı.
Bu nedenle son politika değişikliğinin de kalıcı olup olmayacağına dair endişeler hâlâ devam ediyor. Buna bir de buna mart sonunda yapılacak yerel seçimler eklenince Türkiye’yi takip edenler için hala pek çok belirsizlik mevcut.”
UZMANLARIN GÖRÜŞLERİ
Haberde ayrıca fon yöneticileri, stratejistler ve ekonomistler yapılan görüşmelere dayanarak şu ifadelere yer verildi:
New York’taki Medley Global Advisors’ın ürün müdürü Nick Stadtmiller, “Yatırımcılar, son yıllarda Türk ekonomi politikasındaki U dönüşleri nedeniyle, yetenekli bir teknokratın dönüşüyle yatıştırılamayacak kadar çok kez yandılar” dedi. Stadtmiller’e göre “Yatırımcılar ortodoks politikalara gerçek bağlılığa dair daha fazla kanıt bunu görene kadar ikna olmayacak.”
Commerzbank AG döviz stratejisi başkanı Ulrich Leuchtmann ise, “Piyasanın şüpheciliğinin nedeni, mevcut para politikası duruşunun sürdürülebilirliğine olan güvensizliği… Bu durum ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın piyasayı para politikası konularına müdahale etmeyeceğine ikna etmesi halinde değişebilir” dedi.
Londra’daki Fidelity International’da para yöneticisi olan Paul Greer, “Erkan ve Şimşek’in son dönemdeki politika normalleşmesi devam ederse ve ortam ılımlı kalırsa, “Türk varlıklarının iyi performans göstermesi için alan var” dedi.
DWS Yatırım’da portföy yöneticisi olan Sebastian Kahlfeld ise 31 Mart seçimlerinin “hükümetin destek önlemlerini tetikleyebileceğini ve bunun da Türk ekonomi politikasına ilişkin iyimser algıyı zayıflatabileceğini” söyledi.